Ana Sayfa
Hikayeler
Ismail
Bir başka erkekde kendisine şiddet uygulayan karsına
uzaklaştırma aldırtmasına rağmen kararın etkili olmayışı nedeniyle karısı tarfından öldürülüyor.
Erkekler için acil bir yasa çıkarılması lazım bence. Televizyon kanalları, gazete haberleri, radyo yayınları
birbirinin aynı olaylarla dolu. Bir erkeğin organına kezzap atmak nedir arkadaş. Kadınsız bir dünyanın
hayali içinde kulaklarım arka koltukta. Oyuğuna çimento dökülesice yanağım hala zonkluyor. Destekli
vurdu vallahi. Boş bulundum yoksa savunurdum kendimi. Yandaki amcada otobüsün beşik etkisine
dayanamayıp uykuya dalmış. Hayaline bak kızın. Duyan sanki osmanlı sulatnı sanıcak. Hangi dizilerden
etkileniyorlar bu kızlar. Sultan olsaymış balık havuzu gibi bir harem kuracakmış boyutlarına göre.
Hamsi, sardalya, mezgit, çupra gibi ufak boyutlular bir bölüme. Alabalık, uskumru, sazan, levrek bir
bölüme. Dilbalığı, kalkan, yılanbalığı gibi olan özel balıklarıda ayrı bölüme. Küçük balık bir tane
kesmezmiş. Diğerlerinide artık usulüne göre her gece her gece. Allahım bu nasıl bir doyumsuzluktur.
Zaman ve mekan fark etmiyor bu kadınlar için. İyiki sultan sen olmamışsın zamanında. Diğerleride bir
yerleri pıt pıt ederek dinlediler kızın fantezisini. Tebrik edenler oluyor kendi aralarında ya. Ulan tek
terzi ben olsam bu dünyada, bir metre kumaşını dikmem bu kızın. Korkulur, hayal dünyası çok
manyağımsı. Sırayla anlatıyorlar kendilerince bir zaman geçirme taktiği bulmuşlar yoksa olacak işler
değil. Pinokyoya sahip olmak istermiş ufak bir değişiklikle. Her gece başka bir yalanın şekli ile tavan
yapacak tilki. Aklına neler geliyor bak bak. Bir diğeri renk renk istiyorumuş erkeleri. Sarışını, esmeri,
kızılı, kızılderilisini, hafif kavruğu zencisinden tutda albinosuna kadar. Gökkuşağı gibi harem
yapacakmış. Hava durumu ve sıcaklığına göre tercihde bulunacakmış. Hop ben inicem. Şoför abiye
önceden bildirmiştim kendisiyle gurur duyarak. Hem cinslerimin kadın işleri yapa biliyor olması gurur
veriyor bana. ‘ kardeş senin için sondurak’ ufak bir tebessümle yandakı amcayı uyandırarak
bitiriyorum yolculuğumu. 
10:30 
Başka bir şehirde olmanın verdiği özgürlük duygusu ile yakınlarda tuvalet var mı diye bakınıyorum.
Ufak bir gezintiden sonra geceleri çay mekanı olarak kullanılan parkın tuvaletini buluyorum. Şansıma
atlayayım erkekler tuvaletinin kapalı olduğunu zorlamalarım sonucu anlıyorum. Yanında ki kadınlar
tuvaletine girsem mi girmesemmi düşüncesi ve korkusu sarıyor bedenimi. Altıma kaçırsam daha
büyük rezillik olacak. Vallahi fazla dayanamadan dalıyorum düşman hattına. Allahım bu ne pislik bu ne
şekil bir şekilsizlik. Her yerde ne ararsan var, birde kadın olacaklar. Hacet gidermek bile erkekler için
bir sıkıntı. Büyüğü ile ayrı uğraş küçüğü ile ayrı. Oysa ne güzel, gir bir kabine hallet işini. Ya biz
ayaktayken ne yaptığımız belli, içerdeyken belli. Birde yanındakinin seni dikizleme olayı var. Bir boy
yarışı var erkekler arasında işlevinin önemli olduğu bu dünyada boyutuna takılıyorlar. Abi dük beyinli
bunlar, donunda koyacak yer olmadıkça uzun olsa ne kalın olsa ne. Hep belli olacak neticede. Son
zamanlarda estetik müdahalelerle cinsel otoritelerin belirlediği uygun ölçülere göre ameliyat
olanlarda var. Tıp bu konuda yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor. Kapı açılma sesi ile
irkiliyorum. İçeri gelen kadının dikkatini çekmemek adına klozetin üzerinde çömelmiş vaziyetteyim,
ayakkabıları görürde olay çıkar diye korkuyorum. Ben sıkışıklığımı giderdim bir hanımefendinin
olayının bitmesini bekliyorum. 
10:45 
Resmen kaldım burda bütün günüm burada geçecek galiba. Gelenin gidenin haddi hesabı yok. Lan
anlaşarakmı geliyorsunuz wc ye. Biri gidiyor biri geliyor. Allahım kokuda dayanılmayacak vaziyet alıyor.
Çalan telefonla irkiliyorum. Hayır neden aynı melodiyi kullanır insanlar gerçi hata bende de var.
Zamanında değişmeliydim çağrı tonunu. Biran benim telefonum çaldı diye aklım gitti. Hemen sessize
alıp beklemeye başladım. Kadınında konuşası tuttu burada, çık dışarıda rahat rahat konuş. Çömelik
durum pantolonu kırış kırış edecek. O daha zamparalık peşinde. Kocasını babasının evine yollamış bir
haftalığına. Ev boşmuş değerlendirmek adına herifi ikna etmeye çalışıyor. Ya alan alsın veren versin
bitsin bu rezillik. ‘kurban olurum seni verene, sen direği getir ben çadırı kurarım. İçeceklerde hazır
evde. Bir sen eksiksin. Yok vallahi zorlamayacam. Yeter dediğin de yeter.’ Bu kadar dili ağaca dökse
çoktan muradına ererdi. Biri bana anlatsın allah aşkına. Evdekinin dışarıdakinden ne farkı var. Altın mı
kaplı anlamadımki. Sırf macera, sırf heyecan. Kadın azmış belli, bende sıkıldım bu budurumdan. Çıkıp
gel ceylanım diyecem. Bağrıma döşüme yaslan. Tövbe tövbe.
10:55 
İki dakika sürmeyecek bir iş için yarım saat daha gitti günümden. Bir çiş uğruna boku yiyorduk az
kalsın. Neyse ne olan oldu biran önce denize kavuşmam lazım. Taksinin arka koltuğunda sahile doğru
ilerliyoruz. Yolda aklıma takılan tekşey neden bilbordlara erkek iç çamaşır reklamı koyarlar. Toplumun
aktif olanı kadınlar ve sürekli bu şekilde reklamlarla bilinç altlarına dokunuyorlar. Sonrası malum. Bide
ince askılı atlet yanında dap dar don. Abi sıkar patlatır bu adamı. Çekici olacam diye çekilen acı
kutsaldır. Yakası neredeyse tamen açık depderin bir atlet motifi daha. Kıllı bağırlardan hoşalananlar
için. Bir de Atkil diye yeni bir şey icad etmişler sağ olsunlar. Kimin giyeceğide belli değil ama
pazarlanıyor sonuçta. Atlet kilot birleşimi tulum gibi giyiyorsun belin açılma derdi de olmuyormuş.
Slogan harika. ‘ görünen çatala son’. Önüde çıtçıtlı her durumda iş görür. İlk yelpazeleri bu bedensel
çalışanlar olucak bence. Dikiz aynasında arada göz teması kura kura bir bana bir yola baka baka kaza
bela olmadan getirdi şöfor ablam sahil kıyısına beni. 
11:20 
Boş bir bank bulup uzaktan gözlemye başladım sahil halkını. Konuştuk, az sonra arkadaşlarım da
gelicek. Fazla bekletmezler umudu, birde şortla efil efil dolaşa bilme heyecanını tacizkar bakışların
telaşına ekleyerek bekliyorum. Tabla simit satıcısından aldığım simitle açlığımı bastırmaya çalışıyorum.
Ne tatlı bir ufaklık bu satıcı kız. İleride çok canlar yakar vallahi. Çok güzel nazar değmesin. Bir bu kıza
bak hanım hanım birde su satıcısı erkek avcısı kıza. Kanı kaynıyorya her erkeği gözüyle soyuyor gözü
çıkasıca. Sahilin manzarasına en hakim yerine kurmuş tezgahını. Amaç su satmak değil ki. Gelen
oğlana ‘ boru suyu mu kuyu suyu mu istersin’ diye sormasından belli. Yazıyor gelene gidene. ‘ herşey
para değil başka sekilde de ödeşiriz’ diyor.  Bir şişe suya erkek tavlayacak aklınca. Bazı paraların
üzerinede birşeyler yazıyor ki eminim telofon numarasıdır o. Arayan ahmaklar da var ona da eminim.
Ortam yavaş yavaş kalabalıklaşıyor. Hey Allah ım ya denize donla giren kadınlardan tutda ortalıkda
erkek düşürmek uğruna uğraşan kızlarda var. Şezlonglar dolu. Ailecek gelenlerde var bizim gibi
arkadaş ortamı yapanlarda. 
11:35 
Nasıl sarıldık öyle nasıl sarıldık. Sanki aylarca görüşmemişiz gibi. Kol kola güle oynaya soyunma
kabinlerine doğru ilerliyoruz. Bende arkadaşlarımda hafiften acıkmaya başladık. Abisi bir şeyler
hazırlamış evde. Sahile örtü üstü bir piknik olayı yapıcaz, hafif bir kayıntı. Kabinlerde sıramızı
beklemeye başladık. Allahdan biri akıl etmişde erkek bir güvenlik görevlisi koymuşlar. Tek sade şortu
olan benim. Arkadaşlarımdan biri gül motifli diz üstü, diğeride kurbağa desenli yan yırtmaçlı kısa şort
giydi. Hani gözleri dışarıda illa bir kızın ayarına denk gelecekler. Biraz da serbest bir yetiştirilme tarzı ile
özgüvenleri benden daha oturaklı durumda. Birisinin zaten bir kız arkadaşı var birde yetedekte
tuttuğu bir tane daha eklemiş listeye. Diğeri ise iç dünyası karışık. Bildim bileli kızlardan uzak durur. 
11:50 
Yaydık örtümüzü. Tatktık gözlüklerimizi. Okumalık kitaplarımızda var. Yiyiecek içecekleride
şemsiyemizin altına koyduk. Yan yana yüzü koyun uzandık. Ufakdan kendimizce erkek erkeğe sohbet
ediyor bir yandan da bir kaç kızı kendi kriterlerimize göre değerlendiriyoruz. Birinin kız eşiği düşük.
Nefes alsın yeter diyor. Kaşı gözü, huyu suyu, o kadar da önemli değil bedensel bir ihtiyacın
gereksinimi olarak kabul ediyor karşı cinsin varlığını. Diğer arkadaşım ise cinsiyete önem vermiyor. ‘
imkanım olsa kendimle, fırsatım olsa seninle evlenirim ‘ diyor. Hayırlısı deyip geçiştiriyorum
anlayamadığımdan. Bağımlı bir yaşam istiyor aslında. Özgüveni olmayan, mahalle ve aile baskısı ile
yetişmiş birinin tam ve tüm istekleri bunlar. Bana gelecek olursak, ben ev değil yuva istiyorum. Aynı
evin içinde yaşayan değil, hayatı göğüsleyen bir kadın olsun istiyorum. Konuştuğu kadar dinlemesini
de bilen, yanına yakıştığım kadar yanıma yakışan, her türlü zorluğa birlikte karşı koyabileceğim,
gerektiğinde gölgesine sınacağım bir kadın olmalı eşim. Ne köle olacak, ne köle edecek kadın gibi
kadın işte. Herkes bir hayalini anlatıyor. Gülüşüyoruz, yerine göre düşünüyoruz. Hayat denemelerle
geçirilecek kadar uzun değil. Yanlış bir insanla yaşanacak kadar da kısa değil. İçimiz kararıyor bir
yerden sonra. “ hadi çocuklar denize “ diyorum kalkıp koşmamız ve denize dalmamız bir oluyor.
12:20
Hiç yüzme bilmememize rağmen ayaklarımızın yere değdiği yerlerde kendimizce eğleniyoruz, bir
gözümüz sahilde. Eşyalarımız çalınır korkusu var üçümüzde de. Bir kaç kızda biz denize girdikten sonra
girdiler. Arada bize bakıp konuşuyorlar aralarında. Birimize yazıyorlar. Acelemiz yok nasılsa birazdan
ayrılırız illaki oltaya takılır. Başka bir taraftan kadının biri alkolün verdiği yetkilere de dayanarak
haykırıyor. ‘ Öyle bir sok ki, kalmasın dışarda hiç, düşmanımın bağrına hançerini ’. Laf atıyor desen
değil. Şiir okuyor desen benzemiyor. ‘ ben leyla mıyım ki, mecnun uğruna çöllere düşeyim. Olacaksa
olur, bana hallenmeyen mecnunda geçmişini dikeyim’ . Bizde az içsek mi acaba diyor birimiz. İkimiz
birden hayır cevabıyla püskürtüyoruz. Ben bu mecnunu da anlamıyorum, Ferhat’ı da. Deli gibi
seviliyorsunuz. Daha ne olsun , birinin uğruna kadın çöllerde perişan, diğeri içinse aslı dağı delik deşik
ediyor. Bu zaman da böyle aşk bulmak zor. Artık eve erkek attığın zaman değil, masaya ekmek parası
koyduğun da kadınsın düşüncesi hakim erkeklerde. Biraz daldık biraz zıpladık yavaş yavaş çıkma
niyetindeyiz. Acıktık. Sakince sahile doğru yürüyoruz. Deniz seviyesinden yükseldikçe  şortlarımızın
suyunun çekilmesini bekliyor ve yürümeye devam ediyoruz. Nihayetinde tam olarak karaya varıyoruz. 
Kızlarda çıkıyor bizden sonra, birimize niyetleniyorlar da bakalım kime denk gelecek. 
13:10 
Abisi bayağı hamaratmış vallahi. Kısırından patates salatasına, böreğinden kekine kadar her şeyi
düşünmüş. Bolca koymuş ne olur ne olmaz diye. Tabaklarımızı kendimiz hazırlıyoruz kim neyi ne kadar
isterse. Diyet miyet yok vallahi bu gün, yerim hepsinden. Fiziğimiz düzgün olacak diye karın
gurultusundan uyuyamadığım gecelerim var benim. Dengesizin biri geldi yanımıza. Kadının irisi de
bayağı bir ürkütücü oluyor. ‘ tuzunuz var mı ? Hıyar yiyecektikte eğer tuz varsa tuzlayarak yiyelim
dedik.’ Ayıp ama oğlun yaşındayız hepimiz. Böyle tecavüze bayrak sallanır gibi tuz mu istenir.
Birbirimize bakınıyoruz. Olay tuz değil, şu an tuzu vermemiz demek peşi sıra yavşamalarına da sessiz
kalacağız demek olur. Terslesek illa başka bir olay çıkaracak. ‘ beyler verin hanımın tuzunu gitsin ötede
tuzluyarak yesin.’ sesin geldiği yöne baktık üçümüzde. Bir erkek, dört kız. Söyleneni yaptık hemen. Bizi
tuzu uzatırken gelen grupta çöktü yanımıza. Bizimle denize giren kızlardı. Ne iyi geldiler vallahi.
Homurdanarak giden kadının arkasından gülüştük istemsizce. Özürlerini dileyip, duruma göre
davrandıklarını eğer rahatsız oluyorsak kalka bileceklerini söylediler. Canımıza minnet oturun ne
olacak sanki. Ufak bir seremoni şeklinde tanıştık. Yanlarındaki erkekte içlerinden birin kardeşiymiş.
Çok delikanlı kızlar diye geçiriyorum içimden. Acaba benim payıma hangisi düşecek diye de
meraklanmıyor değilim. Dördü de birbirinden cevval geliyor gözüme, efendiler canım. Sayı olarak bir
kişi fazlalar lakin arkadaşlık için önemli bir kavram değil. Konuşa konuşa güle eğlene yedik. Arada
kalkıp denize girip gelenlerimiz de oldu. Yer değişerek kafa denkleriyle sohbete dalanlarımızda oldu.
Kaynaştık öyle ki kimse kimseyi yabancılamadı. Üniversite de okuyorlarmış. Hepsi arkadaşlarmış.
Genelde hafta sonları buraya geliyorlarmış. Evleri yakınmış. Yanlarındaki oğlanda bizden yaş olarak
biraz ufak ama boyunun maşallahı var. Çevreyi biliyor olması da işimize geliyor. Üzerime pelerinimsi
tül ceketimi giyip, o oğlanla beraber biraz dolaşmak istedim sahil boyu. Şöyle ayak bileklerimin
üzerine kadar su gelecek, yumuşak kumda yürüyerek kafa boşaltma derdindeyim. Güven ortamı da
oluştuğuna göre bir sorun yok. Kendi aralarında şakalaşıyorlar, bazen ciddi, bazen müstehcen konular.
Laf lafı açıyor.
14:00
Bir kaç adım atmışken peşimden gelen kız için durduk. Hop sinyal banaymış belli. Omuz üzerimden
ardıma bakınıyorum. Sırıtıyorlar. Demek ki aralarında ki kurban benmişim. Buyur buradan yak şimdi.
Sessizce yürüyoruz sahilde. Oğlan ortamızdaydı ne ara nasıl oldu anlamadım, bir baktım ki soluma
geçmiş. Kızla yan yana kaldık. Asılacak ya da açılacak. Görür görmez hoşlanmış benden. Beni daha
yakından tanımak istiyormuş, eğer iznim olursa. Çok hanımca yaklaşıyor olaya. Bahane dahi
bulamadan bakışlarım önde dinliyorum. Hem bende onu tanıyacak tanıdıkça sevecekmişim. Başladı
övmeye kendini. Bir yavaş git, bir yavaş ol. Okumayı severmiş, dışarıda gözü yokmuş, okul bitince iş,
ardından eş istiyormuş. Sosyal bir kızmış. Sanata meyilliymiş. Sinema, konser, tiyatro severmiş.
Futbolu da  bakmaktan ziyade oynamayı tercih ediyormuş. Sahiplenici ve korumacıymış. Lan hani
konuşacaktık, anlamadım ki. Sen konuştun ben dinledim. Ne diye bilirim ki şimdi, tamam akşama gelin
isteyin beni. Bir sakin bir yavaş, o ne öyle acemi şoför gibi bas babam bas. Hemen cevap vermememi
ve düşünmemi istedi. Bir zevkle yürütmedi. Dönüş yolunda tamamen ikimiz kaldık. Zoraki ve ısrar
üzerine telefon numarası alış verişi de yaptık. ‘ erkek dediğin saz gibidir kızım. Kısa sap, uzun sap hepsi
bir. Gövdesini bedenine yaslayıp, sapında doğru notayı bulursan sesi güzel çıkar. Yok kafana göre
çalarsan ya teli kopar sazın ya da bir süre sonra sazdan sıkılırsın’.  Kadın kızını almış yanına güzelce
nasihat veriyor. Yanlarından geçerken kulak misafiri olmayı da ihmal etmiyorum. Hoşuma gitti
gerçekten. Bir erkeği ancak böyle anlata bilir bir insan. 
14:40
İnsafınız kurusun, kıtlıktan mı çıktınız arkadaş. Silip süpürmüşler, dönüşte yerim diye bıraktığım
börekleri. Ortam bir değişik olmuş. Herkes iyice bir kaynaşmış durumda. İnce bir sırıtma var
bizimkilerde. Manalı bakışların üzerime yoğunlaşması ile bir açıklama yapmak zorundaymışım gibi
geldi bana. ‘sadece konuştuk. Yürümesine eşik ettim’. Yine bir korumacı yaklaşım. Benim de ağzım,
dilim var bıraksa aynını bende söyleye bilirdim. Kadın ya illa bir üstünlük kurması gerekti. Denize
girenlerde oldu kalıp sohbet edenlerimizde vardı. Ben oturup arkadaşımla muhabbeti demledim.
Erkek olmaktan sıkıldığını söyleyince önce bir tuhaf karşıladım, sonra daha çok şaşırdım. Okulu bitirip
iş hayatına geçince ameliyatla cinsiyet değişeceğini duydu bu kulaklar. Erkeklerden hoşlanıyormuş. Al
başına belayı kalkıp gitsem yanından, dert dinlemeyen arkadaş olurum. Yok otursam burada, tövbe
Allah korusun, insanın aklına olmadık şeyler geliyor. Toplumsal cinsiyet kavramından sıkıldığını
anlatıyor. Neden ve kim belirliyor ne giyeceğimizi veya ne takınacağımızı. O da küpe takmaktan hatta
etek giymekten zevk alıyormuş. Bir bakıma haklı aslında. Kendini kadın gibi hissediyormuş çoğu
zaman. Olabilir deyip geçiştirmeye çalışıyorum, duru durağı yok. Yan yana denk gelmişiz illa anlatacak.
Bari konuyu ben yönlendireyim belki bu sayede  kafam az mikilir. Hemen kestirme, biraz kadın gibi
dolaş belki sonra vaz geçersin geri dönüşün kolay olur diyorum. Yine haklı, o şekilde de olsa toplumun
farklı yaftalarını taşıyacak boynunda. İbne diyecekler halk diliyle, ya da az yumuşatıp gay diyecekler
cinsiyet yakıştırmasıyla. Kararlı, sorunu kökünden halledecek. Belli artık kalem olup yazmak değil,
kağıt olup yazılmak istiyor. Ne desem bilemedim, yarım ağız yaprağın bol olsun deyip bastım
kahkahayı.

11/03/2024
Erkeğin 24 saati
3.sayfa
1  2  3  4
Şiirler